Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Kongresi (ICISEF) 2021
21-24 Eylül 2021, Sakarya Üniversitesi
Sakarya - Türkiye
ICISEF 2021, İslam Ekonomisi ve Finansının Kalkınmadaki Rolü: Yeni Ufuklar başlıklı kongre etrafında İslam iktisadı alanında çalışan önemli akademisyen ve araştırmacıları görüş ve tecrübelerini paylaşmak üzere bir araya getirmeyi hedefliyor. Bu alanın ilgililerini kongreye çalışmalarıyla katkı sunmaya davet ediyoruz. Kongre boyunca aşağıdaki konuların tartışılması hedeflenmektedir:
İslam Ekonomisi ve Finansının Kalkınmadaki Rolünü Yeniden Düşünmek: Yeni Ufuklar
İslam ekonomisi ve finansı insanın maslahatını bir amaç olarak ön planda görür. Bu yönüyle konvansiyonel iktisattan ayrılır. Müslüman ülkelerdeki insani ve sosyal kalkınma ihtiyacı göz önüne alındığında, İslam ekonomisi ve finansına kaynakları bu tür amaçlar için harekete geçirmek açısından önemli bir görev düşmektedir. Bundan ötürü İslam ekonomisi ve finansı bağlamında kalkınma sorunları üzerine yapılacak araştırmaları genişletmek hayli önem arzetmektedir. Geniş anlamda insan refahı ve sosyal refah kapsamında, küresel gelişmeler karşısında İslam ekonomisi ve finansı alanında araştırma gerektiren aşağıdaki konular gündeme gelmiştir: İnsan güvenliği, yoksulluk, eşitsizlik, eğitim, sağlık ve beslenme, gıda güvenliği, su, sağlık önlemleri ve hijyen, kentsel dönüşüm, ekonomik güçlenme, finansal erişebilirlik, borçluluğun önlenmesi, cinsiyet, enerji, iklim değişikliği, savaş, kurumsal gelişim, iyi yönetim, barış, sosyal ağlar, emek ve göç, mikro ve makro kalkınma politikaları, makroekonomik istikrar, ticaret ve refahı sağlamak amacıyla para yönetimi. Ekonomi ile İslam ekonomisinin gelişimsel rolü ve İslami finansa atfedilen rol ve görevlerin araştırılması amaçlanmaktadır. Kongrede bu kapsamdaki bildirilerin ve aşağıdaki alt temaların tartışılması hedeflenmektedir:
Alt Temalar
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) ve İslami finans
Sürdürülebilir kalkınma, kapitalist gelişmenin sonuçlarını hafifletmek için temel bir küresel gündem maddesi haline gelmiştir. Bu süreçte ülkeler, Birleşmiş Milletler tarafından küresel bir gündem maddesi olarak geliştirilen sürdürülebilir kalkınma amaçlarına (SKA'lar) ulaşmak için çeşitli yollar denemiştir. Dolayısıyla özü ve felsefi temelleri açısından İslam ekonomisi ve finansı, evrenin dengesini (mizan) sürdürmeyi amaçlayan sağlam bir sistem olarak görülür. Bu nedenle İslam ekonomisi ve finansının sürdürülebilir kalkınmadaki rolünü tüm boyutlarıyla tartışmak ve somut çözümler ortaya koymak anlamlı hale gelmiştir. Genel olarak sürdürülebilir kalkınma ve özelde SKA'lar, kurum ve şirketlerin kamu politikası oluşturma ve strateji geliştirmedeki ana unsurunu oluşturmaktadır. Bu çerçevede tüm sosyal grupları kapsayan, finansal krizleri ve dalgalanmaları ortadan kaldıran istikrarlı bir kalkınmanın önemi bir kez daha farkedilmiştir. Bu anlamda SKA'lar her ülke ekonomisinde ulaşılması hedeflenen temel hedeflerden biri olarak görülmektedir. İslam Ekonomisi ve Finansının karakteristik özellikleri, sürdürülebilir kalkınmanın temin edilmesinde ekonomilere önemli katkı sağlama potansiyeline sahiptir.
Ekonomik Kalkınma ve İslami Finans
Ekonominin suni büyümesinden ziyade istikrarlı gelişim seyri içinde olması düzgün işleyen bir ekonomik sistemin en önemli göstergesidir. Bundan dolayı yalnız GSYİH'nın sayısal olarak büyümesi İslam Ekonomisi açısından tek hedef teşkil etmez. Bunun yanında insan ve toplumun niteliksel olarak gelişimi de hedeflenmektedir. Bu nedenle, eğitim, sağlık, barınma ve insan güvenliği gibi temel alanlarda insani gelişme hedeflerine ulaşmak gereklidir. Ayrıca sürdürülebilir kalkınma içerisinde insani ve sosyal hedefler dikkate alınarak gerçekleştirilen altyapı yatırımlarının kalkınmanın birincil amacına hizmet etmesi beklenmektedir. İslami Finans, bu tür ahlaki beklentiler çerçevesinde bu hedeflere ulaşmaya yardımcı olacak temel özellikleri içermektedir.
Krizlerin İslam Ekonomisi ve Finansına Etkileri ve İslam Ekonomisi ve Finansının Tepkileri
Ekonomiler uzun yıllar boyunca ulusal, bölgesel ve küresel krizlere tanık olmuştur. Krizler üç farklı şok türünden oluşur: Arz şoku, talep şoku ve finansal şok. Daha önceki krizlerde ekonomilerin sadece tek yönlü şoklarla karşılaştığı bilinmektedir. Örneğin 2008 krizi bir finansal şok yaratmıştır. Ancak Covid-19 pandemisi üç şokun bir arada yaşandığı bir kriz ortaya çıkarmış ve ülkeler eş zamanlı olarak bunlara yönelik politikalar üretmeye çalışmıştır. Bu nedenle bu şokların İslam Ekonomisi ve Finansını nasıl etkilediğini ve daha da önemlisi İslam Ekonomisi ve Finansının (İslami bankalar, İslami finans kurumları, İslami sermaye piyasaları, İslami finans piyasaları, tekafül, zekat ve vakıf kurumları ile İslami hayır kurumları gibi) kurumları ve uygulamaları aracılığıyla Covid-19 ve önceki dönem krizlerine ne şekilde yanıt verdiğini, yarattığı sosyal, finansal ve ekonomik zorluklara nasıl çözümler bulduğunu analiz etmek gerekmektedir. Bu nedenle, sürdürülebilir kalkınmaya önemli katkı sağlayan İslam Ekonomisi ve Finansının kriz durumundaki konumunun ele alınması önem arz etmektedir.
İslam Ekonomisi ve Finansı Bağlamında İnsan Güvenliği
İslam ekonomisi ve Finansı bağlamında “İnsan Güvenliği” meselesinin ele alınması ve bunun farklı yönlerinin değerlendirilmesi de son derece elzemdir. Uzun süren (müzmin) krizler, siyasi çatışmalar, doğal afetler, kalıcı yoksulluk, salgın hastalıklar, ekonomik gerileme dönemleri insanların yaşamlarında zorluklara neden olur ve barış, ekonomik istikrar ve sürdürülebilir kalkınma ile ilgili beklentileri zedeler. Bu tür krizler insan güvenliğini tehlikeye atan kompleks süreçlerdir ve birlikte görülmeleri halinde insan yaşamının her yönünü etkileyebilir, toplumları yok edebilir ve etkisi ulusal sınırları da aşabilir. Bu nedenle İslam ekonomisi ve Finansının geleneksel ve çağdaş kurumları ile insan güvenliği bağlamında bu krizlere nasıl çözümler bulduğu ve bulacağı önemli hale gelmektedir. Felah ve İhsan aksiyomlarıyla insan merkezli kalkınmayı esas alan İslam Ekonomisi ve Finansının çözüm bulması gereken en önemli meselelerden birisi insan güvenliğidir. Zekat, Vakıflar ve İslami hayır kurumlarının yanında, İslam Ekonomisi ve Finansı modellerinin mülteci krizinde nasıl kullanılabileceği, barışın yeniden inşasında nasıl yer alabileceği, kısacası İslam Ekonomisi ve Finansının tüm yönleriyle insan güvenliğinin sağlanabilmesi için geliştirilip nasıl seferber edilebileceği araştırma ve uygulama alanı olarak ele alınmalıdır. İslam Ekonomisi ve Finansı günlük insan yaşamın bir parçası olarak düşünülmelidir.
Yeni Ufuklar: Teknolojik İnovasyon/Fintech'ler ve Sürdürülebilir Kalkınma
Son zamanlarda finansal piyasalarda optimizasyonun kuantum bilgisayarlarla yapılması ve kripto paraların finans sektöründe yeni varlıklar olarak gündeme oturması gibi çeşitli yeniliklerle karşılaşmaktayız. Finans dünyasındaki bu tür teknolojik yenilikler bir yandan kapsayıcılığı ve erişimi kolaylaştırırken, diğer yandan hanehalkının borç düzeyini artırmakta ve ekonomide yüksek finansallaşma endişe kaynağı olmaktadır. Bunlara ek olarak helal pazarların ortaya çıkması yeni sınırların bir başka noktasını oluşturmakadır. Yapay zeka yeni tartışma konusu olmuş bu meselelerin sınırlarını daha da zorlamaktadır. Sonuç olarak finans sektöründeki yeniliklerin ve helal sektöründeki gelişmelerin İslam ekonomisi ve finansı açısından incelenmesi elzemdir. Sürdürülebilir kalkınma sonuçları ile birlikte etik ve İslam ahlakını araştırmak da önemlidir.
İslam İktisadı Teorisinde Yeni Ufuklar
İslami finans araştırmaları ve pratiği emsalsiz bir gelişme yörüngesine girmiş olsa da, aynı yorumu İslam ekonomisi teorisi için yapmak mümkün değildir. İslami Finansın dinamik bir yapıda olması, durağan yapıda olan İslam Ekonomisi teorisinin dışlanmasına ve araştırma alanı bulamamasına neden olmuştur. Burada bir çelişki mevcuttur: İslam Ekonomisi teorisi İslami finansı yönlendiren bir temel yapıtaşı olmalıdır. Ancak realitede İslami Finans İslam Ekonomisi’nden bağımsız gelişmektedir. Bu nedenle, bu tür eksikliklerin ele alınabilmesi için, üretim biçimleri, değer teorisi, dağıtım teorisi, tüketim fonksiyonu, üretim fonksiyonu, sosyal refah ve beşeri kalkınma dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere İslam ekonomisinin kavramsal, teorik ve ampirik yönleriyle ilgili makalelerin de gönderilmesi kongremizi içerik olarak zenginleştirecektir.
ICISEF 2021’in Kapsamı
Yukarıdaki ana tema ve alt temalar tercih sebebi olmakla birlikte kongreye kabul edilecek tebliğler bunlarla sınırlı değildir. İslam ekonomisi ve finansı alanına ait konulara dair çalışmalar da kongreye kabul edilebilir.
Yayın İmkanları
Kongrede sunulacak tebliğlerden seçilecek olan çalışmalar uluslararası saygın bir yayınevi tarafından editörlü bir kitap olarak yayınlanması planlanmaktadır. Bununla Birlikte şu anda tanınmış uluslararası dergilerde özel bir sayı çıkarma konusunda görüşmelerimiz devam etmektedir.
Özet Gönderimi
Konunun kısa bir arka planını, amaç ve temel sorularını, metodolojisini, geliştirilen kavramları (kavramsal çalışmalar için) ve bulgularını (ampirik çalışmalar için) ortaya koyan 750-1000 kelime arasında genişletilmiş bir özetin 10 Ağustos 2021 tarihine kadar gönderilmesi gerekmektedir.
Son Başvuru Tarihi: 17 Ağustos 2021
Kabul Edilen Başvuruların İlanı: 1 Eylül 2021
Tam Metin Gönderimi: 15 Eylül 2021
Başvuru Platformu: Başvurular www.icisef.com/registration adresinden alınacaktır.
Organizatörler: ICISEF 2021 Sakarya Üniversitesi tarafından İngilterre Durham Üniversitesi ve Malezya INCEIF işbirliği ile düzenlenmektedir.
Kongre Başkanları
Dr. Hakan Aslan
Müdür Yardımcısı
İslam Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi (İSEFAM)
Sakarya Üniversitesi, Turkey
Prof. Dr. Mehmet Asutay
Orta Doğu ve İslami Politik Ekonomi ve Finans Profesörü
Durham İslam Ekonomisi ve Finansı Merkezi Direktörü
Durham Üniversitesi İşletme Fakültesi, İngiltere
Doç. Dr. Mohamed Eskandar Shah Mohd Rasid
Dekan Yardımcısı, School of Graduate & Professional Studies (Sgps)
INCEIF, Malezya
Daha fazla bilgi için icisef@sakarya.edu.tr adresi üzerinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Etiketler :